İliç ilçesi Çöpler Köyü mevkiinde Anagold Madencilik San. ve Tic. A.Ş. tarafından işletilen altın madeninde meydana gelen felaketten dolayı çok üzgünüz ve can kayıplarının artmasından endişe duyuyoruz.
Siyanürle ayrıştırma yapılan yığın liç alanında meydana gelen göçük sebebiyle ilk belirlemelere göre 9 madencimizin göçük altında kaldığı belirtildi. Bu felakette, siyanür ve sülfürik asit içeriğine sahip, toksik ağır metal barındıran ve insan sağlığı ve doğa için son derece tehlikeli olan atık yığının Fırat Nehri’ne uzanan vadi boyunca 1 kilometreden fazla hareket ettiği gözlemlenmiştir. Fırat Nehri’nin alt havzasında yaşanan bu felaket sonucu oluşan atıkların engellenememesi ve Fırat’a ulaşması durumunda, uzmanlar çok daha büyük sorunların yaşanacağına dikkati çekmektedir.
Daha önceden aynı madende, 21 Haziran 2022 tarihinde meydana gelen siyanür borusunun patlaması sonucu tonlarca siyanürlü çözeltinin toprağa, havaya ve en önemlisi Fırat Nehri’ne karışmasıyla sonuçlanmıştır. Bu olaydan sonra şirkete yalnızca 16,4 milyon TL para cezası verilmiş, tesis üç ay kapalı kaldıktan sonra kapasitesi artırılarak, hiçbir önlem alınmadan çalışmaya devam etmiştir. Bu süreçte de tüm itirazlara rağmen yetkililerce Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli olmadığı kararı verilmiştir.
Uzmanlar yıllardır Erzincan’da bir facianın an meselesi olduğunu duyurmakta ve gerekli tedbirlerin alınabilmesi adına mücadele sürdürmektedir. Halkın bölgedeki itirazına ve bilim insanlarının tüm uyarılarına rağmen maden projesi çalışmaları devam ettirildiği için bugün böyle bir felaket yaşanmaktadır.
Bir an önce göçük altında kalan maden çalışanlarına ulaşılması, alanda çalışan ve yaşayan vatandaşlarımızın can güvenliklerinin sağlanmasını bekliyoruz.
Bölgedeki ÇED kararları yeniden gözden geçirilmeli ve risk teşkil ettiği ortada olan işletmeler kapatılmalı, daha fazla halk ve çevre sağlığı sorunlarına neden olması engellenmelidir.
Bölgede meydana gelen heyelan sonucu saçılan atık yığının bir an önce kontrol altına alınması; atık yığınından kaynaklanabilecek siyanür, sülfürik asit ve ağır metal kirliliğinin önüne geçilmesi için tüm tedbirlerin alınması, atık yığınının madenin ruhsat alanına 250 metre mesafede bulunan Bağıştaş Barajı ve Fırat Nehri’ne karışma ihtimalinin önüne geçecek tedbirlerin bir an önce alınması, en kısa sürede bu altın madeni gibi siyanürlü altın arama tekniğini kullanan madenlerin kapatılması ve rehabilite edilmesi gerekmektedir.
Ülkemizde benzer bir felaketin daha yaşanmaması için, havza ölçeğinde doğaya, kültürel değerlere ve insan sağlığına olan olumsuz etkilerin bütüncül ve bilimsel temelli değerlendirilerek yatırımlara yön verilmesini savunmaktayız.